AT - BİR CALİGULA TAŞLAMASI - PROF. DR. ÖZDEMİR NUTKU

İMPARATOR İSTEDİĞİ HER ŞEYİ ALIR. GYULA HAY-AT
 

Gyula Hay’ın Brecht’in ölümü dolayısıyla 18 Ağustos 1956 tarihli Neue Deutschland gazetesinde yayımlanan yazısı şöyle: ‘’Biz Macar yazarları, günlük çalışmalarımız içinde yazınsal gelişmenin siyasete ne kadar bağlı olduğunu açıklamak için son günlerde epeyi olanak elde ettik. Düşüncelerimde sık sık Brecht’e yöneldiğimi söyleyebilirim. Onun yapıtlarından öğrendiğim ilke: Bir yazarın, ne olursa olsun, gerçekleri yansıtmaktan şaşmaması gerektiğidir; gerçekleri yazmak bir yazarın dinidir. Ondan öğrendiğim başka bir şey de bir yazarın gerçeğe bağlı kaldığı sürece, gerçeğin de o yazarı yarı yolda bırakmayacağıdır.’’ Hay, bu sözleriyle kendi tutumunu da ortaya koymuştur. Onun için de, Çağdaş Macar Tiyatrosu’nun en önde gelen oyun yazarıdır. At onun 1960 yılında, hapisteyken yazmaya başladığı bir oyundur. Hay, bazı tarihçileri yazdığı Caligula’nın konsüllüğe bir atı getirmesi olayını, aksiyonun merkezi yaparak totaliter devlet anlayışını , kara mizah yoluyla eleştirmiştir. Bir makalesinde belirttiği gibi, o dünyayı insanlara zindan eden, insanlık tarihinin karanlık güçlerine karşı şakayla karışık ciddi bir oyun yazmıştır. Hitler Almanyası’nda ve Stalin Rusyası’nda soluk alamayan Hay, her türlü totaliterizme karşıdır. Caligula’nın konsüllüğe bir at getirmiş olduğu tarihsel gerçek midir, değil midir bu hiç de önemli değildir. Önemli olan, uygarlığın tehlikeli bir dönemece girdiği çağımızda Caligula’ların yaşamlarını hala sürdürebilmeleridir. Caligula gibi, devlet kasasını bile soymaktan çekinmeyen yöneticileri eğlenceli, ama gizli bir burukluk içinde gösteren yazar, aynı zamanda yöneticilerin büyüklük hastalığını körükleyen çıkarcı şakşakçıları da ele alır. At, ezen ve ezileni naiv bir biçimde gösteren, ama değindiği gerçeklerle çağımızın ciddi sorunlarına yönelen bir oyundur. Hay’ın bu çocuksu görünümü ardında yılların acı deneyimlerinin ve dehşet verici olaylarının bir yakınsı vardır. Bu oyunda kumar yoluyla devlet yönetimi, halkın körü körüne modaya uyması, yönetici kadronun yozlaşmışlığı, yalnızca paranın önem kazandığı bir düzen ve cinsel sapmalar yer alır. At’taki dramatik olay, duyguları kötüye kullanılarak uyutulan halkın, başına geçirilen bir atı bile konsül olarak kabul etmesi, bu atı putlaştırması ve hatta bu ata kızlarını peşkeş çekmek için birbirleriyle yarış etmesidir. Bu, oyundaki tek suçsuz yaratık, olup bitenden haberi olmayan, otunu yiyip kaşağılanan konsül hazretleri attır. Ancak at bu suçsuzluğunda, suçlular tarafından kötüye kullanıldığından, bir ‘’at olmanın’’ verdiği masum bir yaşam yerine, suçluların suç ortağı yaptıkları bir yönetici durumuna girer. Caligula’nın dünyasına ve mantığına uyan ‘’bilinçli saçmalık’’tır bu. Grotesk öğeler, oyunun çağdaş bir persiflaj olarak ele alınmasını gerektirir. Oyunun amacı yalnızca güldürmek değildir; güldürürken, eğlendirirken çağımızın dehşet veren Caligula’larını da akıldan çıkarmamız gerektiğini bir kez daha anımsatmaktadır.